Tam köy - kasaba ismi olarak söyleyebilirsen yardımcı olmaya çalışayım.

erikli olabilir mesela, ya da senin tavsiye edecegin baska bir bolge de uygundur

ERikli'de direkt meydanda motel var. Bir de daha ilerlerde büyükevren köyünün iç taraflarında daha sakin bir otel var. Kafa dinlemek istersen tercih 2.si olsun.

groups.google.com adresinden tum uyeleri secip Actions-->Change Delivery Setting-->All Email derseniz her posta her uyeye gider. Sonra ben uye olsam kizarim ama niye degistirilmis diye.

actions (işlemlerin) altında sadece çu secenekler var
Bir veya daha fazla konu seçin
Okunmadı olarak işaretle
En üstte görüntüle
En üstte görüntüleme
Yanıtları Kilitle
Yanıtların Kilidini Aç
Konuyu Kilitle
Konunun Kilidini Aç
Sil
Kötüye kullanım bildir
Yazarı yasakla

yahoo groups kapanmıyor, kapanan lab özelliği. groups devam

tramvaydan yoluna en fazla iki sokak uzak olsun. içerilerde adam kesiyorlar

ben haseki'de oturuyorum. itf'de okuyorum. burada oturan çok tanıdığım var. ama öyle tehlikeli bir tarikat mahallesi duymadım daha. evet, yurtlar falan var da herkes kendi kendine daha çok. tek bildiğim bu fakültenin sağı ve solundaki sokaklar pek tekin değil. ana caddelere yakın olsun iyi olur.

İstanbuldan bahsediyoruz.İStanbul için çapa şehremini güvenli sayılabilecek yerlerdendir.bir sürü öğrenci, hemşire kalıyor orda.

bir sey olacagindan degil zaten, yine de sonucta ev bakilacak, cemberi daraltmak öncelikli olarak daha konforlu taraflara bakmak için..

valla benim hayatim sehremini'de gecti, kadikoye tasinmadan once. hic boyle seyler duymadim.

seyran pastanesinin ordan girdiginde buyuk ve kucuk parkin cevresindeki her yerde oturabilirsiniz, kimse kimseye karismaz, komsuluk iliskileri de genelde guzeldir. tarikat falan bilmem de, bembeyaz kiyafetler icinde gezen kendini peygamber sanan bir adam var sanirim, bi ona denk gelirseniz gülersiniz arada.

tabii ki değilsin

bu kadardan bişey olmaz bence, bütün gün gülyüzlü bi adam olursun abi, o olur.

sabah yatmadan önce kahvaltısı -> 2 shot tekila
öğlene doğru güneş camdan girince uyanınca kahvaltısı -> 2-3 shot tekila
duştan çıkınca kahvaltısı -> soğuk bira(lar)
acıktım mı ne yemeği -> yemeğine göre bira(lar), rakı(lar)
arkadaş geldi içeceği -> (ne içersin? sorusuna verilen yanıt genelde) bira ya da vodka
çok terledim kıbrıs senin ben taaaa içeceği -> smirnoff ice
hadi kordon'a gidelim içeceği -> bira
üşendim gerisini yazmaya ama haziran eylül arası böyleydi geçen yıl. sonra TR'a döndüm aramadım alkol malkol. alkolik olunca aranıyordu değil mi?

lan şimdi bir kez daha okudum da yazdıklarımı, ne midesizmişiz yahu.

özendim lan, değilsin.

alkolik değilsin, alkol tüketmeyi seven birisin.

3 haftadan bişey olmaz ama 2 ay sonra alkoliksin

su an alkolik degilsin.
zarar ziyan?
evet.

böyle devam edebilirsen 3 ay sonra dehşet bir vücuda sahip olursun.

@terp dehşet derken?

dehşet ünlem işareti :)

gerçek anlamı ile dehşet demek istemiş bence. mecazi anlamda değil.

yok onu anladım da, hastalıklı bir çöküş hali mi yoksa dana gibi kilo alma hali mi onu kestiremiyorum...

önce kilo alıyorsun sonrasında da, alkol sarhoş etmemeye başlıyor bu da daha fazla içmek demek oluyor. daha fazla içince de korkmaya başlıyorsun lan alkolik mi oldum ben falan filan fıstık.

bu kadar çok alkol ileride karaciğerinin ömrünü kısaltır. şimdi anlamazsın ama giderek bırakmaz hale gelirsin de hiç farketmezsin. azalt onları ve sosyal içici ol. bi dene bakalım bir gün boyunca damla alkol alma, almadığın zaman ne oluyor? üç haftadır düzenli olması senin düzenli beslenmediğin anlamına gelir. karaciğerine yazık. bırak kendini yenilesin arkadaşım. ne zorun var bu kadar içiyorsun? siroz olur geberirsin. sürünürsün mazallah.

@bıdıbıdı
sosyal içiciyim zaten. öğle yemeğinde hepbirlikte içiyoruz
akşam üstü de mesai sonu aşağıdaki küçük barda günün değerlendirmesi kafası
akşam yemeği de aynı şekilde
gece zaten ya mekanda müzik vs. falan ile gidiyor... yalnız başıma içmiyorum bütün bunları hiç bi zaman.

içmediğim zaman asosyal hissediyorum kendimi. etrafımdaki herkes bişiler içip muhabbet ederken öylece takılan tipmiş gibi...

biliyordum ben. hep bu arkadaşlar yüzünden oluyor bunlar.

www.accuweather.com

En fazla üç gün sonraya kadar olan hava tahminlerine güvenmenizi tavsiye ederim. Hava durumuna etki eden çok fazla faktör var ve bunları 15 gün önceden bilmek mümkün değil.

www.poseidon.hcmr.gr

fırtına takvimine de bakabilirsin. bazı ajandalarda olabiliyo, internette de vardır herhalde. iklim değişimi nedeniyle zamanı eskisi kadar net olmasa da, olacağı kesindir :)

Manyetik, makara bantlar.... Eski teypler vardı... Bir tarafına dolu bir tarafına boş yuvarlak bantları yerleştirip çalardınız. Bant döndükçe öteki makaraya sarılırdı... Eski müzik kasetlerinin iç kısımlarının çıkarılmış halinini düşünün, öyle bişi :)

makara dediğin şerit filmlerdense onları yapanların çoğu da önce oynatıcıya bağlayarak duvara ya da perdeye yansıtıp oradan da bir digital kameraya kayıt yapıyorlar. yani elindeki filmi oynatabiliyorsan ve bir digital kameran varsa aynı şeyi sen de yapabilirsin... bir de taksimde şurası var: bidavtelesine.com

Dediklerim film değil sadece ses kaydı :(

Çok sağolun...

eğer bunun gibi olsun istiyosan
www.0-360.com
o zaman programa ihtiyacın var. sitede software olarak verilmiş türde bir program ile fotoları işlemen gerek.
ama tek bir resim gibi yanyana da yapıştırabilirsin. tripod yeterli olur bence.
bak koyduğum sitede işe özel alet de var.

(bkz: ipix)

ipix tarzı bir şey için fisheye veya çok geniş açılı objektif de lazım. kit lenslerle olmaz.

ötekini canon compact'lar otomatik olarak bile yapıyor. panorama moduna getirdiğinizde birbirinin ucuna nereden ekleyebileceğinizi ekranda gösteriyor. sonra bilgisayarda yine makine ile gelen photostitch ile tek tıkla birleştiriyorsunuz.

En temizi arcsoft panorama maker 4 pro dur, bulması çok zor değil. Dikkat edeceğin kadrajlar ufka paralel olsun ve her kare arasında en az 3/1 ortak alan olsun.

çok uğraşmadan makine içinde halletmek istiyorsan sony hx1 e bakabilirsin, hatta yeni sony compactların bazılarında da var..

ebay

olivium'da outletleri var.

başlıktaki haliyle deisel şeklinde ararsan eminonun de ucuzundan çokça bulursun.

@turuncu harpagon :) peki.

bostancı e5 köprüsünde outlet diesel var uygundur fiyatları ozellıkle ayakakbıları.

canon?

@kibritsuyu, limitim 1200 lira, profesyonele yakın bir onerin var mı?

çekimi sen yaparsın makine değil klasiğini öne sürüp
raw çekimlerin megapixel sağlamlığına dayanarak Canon Eos 400d mesela

ayrıca bu uğraştan hatrı sayılır para kazanmayacaksanız full frame makineye ihtiyacınız yok.

700 dolar:
www.amazon.com
acima al derim. iki ayri objektifle geliyor... tipa 2010 en iyi giris seviye ödüllü.

500 dolara
tek objektif seceneği ve beyaz kasasını da alabilirsin
www.amazon.com

@sozluknickmiverulan; para kazanma meselesi değil de bir kere alıp uzun sure kullanmak ve bu işin ustune ciddi egilmek gibi niyetlerim var. bugune kadar sebep parasızlıktı zaten:). şimdi sadece baslangıc seviyesi gibi değil ilerleyebileceğim bir makine istiyorum.

@heyamo kişisel olarak tanımadığım için tecrübelerimle vereceğim cevabım şöyle olabilir ancak.
Canon yada Nikon bu işi "d" slr olarak en iyi yapan iki firma ve ikinci el de rahat edeceğin ürünler ortaya koyuyorlar.
fanatik olmadan bu iki markanın ürünlerini almanı öneririm.
tabi zamanla herşey küçümseniyor canon eos serisi ile bir sabit fikri değiştirdi "pahalı slr". Nikon da ona uydu ve şu son 5 yılda her sene bir iki makine çıkarır oldular.
fakat bir kaç ufak değişiklik yapıyorlar. ürünlere konan özellikleri ise gerçek anlamda çok az kişi yeterince kullanıyor.
misal canon eos 350d 8, 400d 10, 450d 12 mp aralarında çok az fark var raw çekim yapıyorsan çekeceğin karelerin ürünler arasında farkı neredeyse YOK.
1200 lira açıkçası sadece gövdeye yetecektir ki slr da iş lens de daha çok biter.
İstanbul da isen Hayyam pasajında Odak foto ve Babataş dan ikinci el ürünlere bakmanı öneririm.
fakat kesinlikle 1200 lira yetmeyecek. çünkü bir süre başka şeyler çekmek isteyeceksin.
misal Nikon 18-135 alacaksın macro olmayacak keskinliği tatmin etmeyecek.
sonra portre çekecek olacaksın detayı alamayınca delirtecek.

önerim canon 450d hayyam'dan spot alabilirsin. belki yanına + objektif bile alabilirsin. ben almayı düşündüğümde bu fiyattı. 1200 lira canon 450d kite kesinlikle yeter. oha zaten erkayalar 1500'e satıyor. şimdi daha da düşmüştür 1 sene oldu herhalde ben soralı.

sony'den elbet dslr olur ama yavan olur. lens scalan çok daralır. en temizi nikon veya canon.

@sozluknickmiverulan; ben de dediğin gibi nikon ya da canon olsun istiyorum. dediğin gibiyse butceyi zorlamalıyım. su durumda
1)www.bhphotovideo.com
2)www.bhphotovideo.com

yoksa aşagıdaki nikon da yeterli olur mu?
www.bhphotovideo.com

@heyamo şu veya bunu al bu süper diyemeyiz fotoğraf kişisel bir zevk mesela makinemde yeni bir ölüpixel var ve sensörde tek bir adet kafaya taksam fotoğraf çekmekten soğurum.
gidiceksin mağazalara tutucaksın beş - on kare çekeceksin yanında model olsun hatta ısındığın makineyi alman hayırlı olur.

www.fredmiranda.com alacağın lensler için yardımcı olacaktır.

sony iyi dslr yapıyor ama tek eksisi lens seçeneğinin azalması türkiyede. yoksa sony iyidir yae.

önceikle hayırlı olsun...

(bkz: ikea)

diyorum, karşı çıkacaklar vs olacaktır mutlaka ama uyduruk malzemeye rezalet işçilik yapıp uçuk paralar alan yerlere kıyasen ne aldığınız belli ne kadar verdiğiniz belli.

bir de tabi yaşadığınız şehri yazarsanız insanlar daha iyi yardımcı olacaktır.

1- masko, modoko gibi yerlerden kesin uzak durun.
2- "Ölçüleri verin biz istediğiniz gibi yaparız" diyenlerden uzak durun.
3- "Kapora verin, bir ay içinde teslim ederiz" diyenlerden keinlikle uzak durun.

Evinize gelecek mobilyayı önceden muhakkak görebildiğiniz, kurumsal magazalardan şaşmayın.

3 kurusun hesabını yapmayın kaliteyi arayın. kullanılan malzeme az cok aynı zaten hepsinde. servis kalitesi ve sorun çıktıgında karsınızda saglıklı bir muhattap bulabileceğiniz yerleri tercih edin.

tuna iyidir. ilgilenirler, pazarlik da yapilir. diger firmalara gore daha kaliteliler diyebilirim. kelebek de hala kurumsal, bozulma- deformasyonda hiic sorun cikartmadilar.

Uçukluk derecesi çok değişken oluğundan koleksiyon mobilyaya da bak derim. Mükemmel mobilyalar var, Shop&miles'a % 20 indirimleri var. Nakite bile o kadar yok.

Eyüpte mobilyacılar çarşısına bi gidin. 2 yıl boyunca İkea'sından tut Modoko'sundan Masko'suna Tepe Mobilya'dan Kelebeğe kadar her yeri aradık. istediğimiz gibi bir yemek odası bulamamıştık. Tavsiye üzerine Eyüp mobilya çarşısına gittik.Hiç umutlu diildik açıkçası ama tam istediğimizi bulduk çok mutluyuz. Aldığımız yerin ismi Berr Mobilya.Sipariş üzerine istediğiniz gibi yapıyorlar. Malzeme kaliteli ve piyasadki benzerlerinin çok çok altında fiyatlar. 2 sene aradık diyorum bak o kadar kesin konuşuyorum.

tycx haklı. Masko'dan uzak durun. Başka çareniz kalmazsa eğer biraz kaparo ödeyin, "İmalat bitince gelip kontrol edeceğim, beğenmezsem almayacağım" deyin ki anlaştığınız unsurlar dışında malzeme ve işçilik uygulanmasın. Herkes kısa yoldan zengin olma derdinde, dikkatli olun.

Ben size nerden almamanız gerektiğini söyliyeyim,
(Hele de fiyat çok önemli değilse)

İKEA dan almayın efendim

türkiyenin yarısının evi aynı oldu, herkesin evi aynı artık sıktı resmen

bornovadaki öğrenci evleri tek tip mesela,
anne evleride eşyalar eskidikçe tektipleşiyor

istanbul ve bursada benzer diye tahmin ediyorum

aman diyorum

çok teşekkürler yorumlarınız için.. ne zor işmiş bu yahu :)

Ben Bursa'da Zeki Sarı'dan almıştım çokta memnunum kaliteli çıktı ve halen sorunsuzca kullanıyorum.
Kesinlikle tavsiye ederim.
zekisari.com

aynen böyle bir mekan var hatta bira çok ucuz(3 lira). arza rock bar. ama mekan açar mı bilmem. ben müzik ve fiyatlar için takılıyorum arada.

gürültülü olmasın yeter, tarifi, krokisi falan var mı?

getir.net
buranın az daha ilerisinde teras katı.

küçük beyoğlu var. emek sinemasının sokağından giriyorsun.

küçük beyoğlu taksimin en gürültülü yeri.

thales, hasnun galip sokak girişi

sanki 200 den fazla kişi gelir gibi geliyor bana.

ben 100 kişiyi oturtayım da, ötekiler ayakta izlerler çok istiyorlarsa :)

sinema falan gibi yerler malesef olmaz, hem paralı giriş (adamlar içki satamayacakları için) hem zirvenin ruhuna uygun olmaz.

ben gelemem ama fikir belirtmek isterim, sinema olayı benımde aklıma yattı. yerınızde olsam beyoğlu'nda bi sinema kapatırdım, 10 numara zirve olur.

ataşehirdeki sinema bira veriyor.
parasız giriş olayı da ayarlanır orası için.

zirve lost u turkiyeye satan firma ya da digi tarafindan duyulursa, direk yakaniza yapisirlar haberiniz olsun.. daha once bir arkadasim barda boyle bir organizeysin denemisti de, elemanlarin elinden zor kurtardilar kendilerini...

galata köprüsünde "on numara" var orada projeksyon ve perde de vardı yanılmıyorsam bira 7 lira gerçi ama konuşursanız bişiler yaparlar belki.

Kalamış Home Store'un cafe'si dediğiniz sayıda kişiyi kaldırabilecek ve ferah durumda, barkovizyon da mevcut .. Eğer mekanda okey iseniz fiyat konusunda da isteğinizi belirtip grup fiyatı için görüşebilirim dilerseniz.

teşekkürler de home store sözlük zirvesi için fazla afili kaçar.

bir de kalamış'ta olması iş çıkışı gelecek kişilere zorluk. taksimde yaptık şimdiye kadar hep.

küçük beyoğlu'nda komedi dizileri zirvesinin yapıldığı yer biraz sıkıştırılırsa olur.

Karaoke ciler falan olmaz mi?

tam olarak bütçenizi belirtirseniz daha iyi olur bence. istanbul'da her bütçeye uygun mekan var fakat fiyat aralığı önemli. ille de taksim derseniz 100 kişilik bir yer epeyce tuzlu olur.

bütçemiz mütçemiz yok efendim, şimdiye kadar yaptığımız zirvelerde kimse bizden para almadan yaptı bunu. sonuçta bizim burda edeceğimiz bir kar yok, mekan da haftaiçi bu kadar adama içki satarak kar ediyor.

bir yer bulduk gibi zaten. haftaya bir görmeye gidicem. tavsiye verenlere ve yukarda tutan moderasyona teşekkürler.

Cowon, Meizu ve Trekstor lar flac oynatir. clip de oynatır ama firmware dusukse yukseltme yapman gerekecek. ayrica creative zen xfi 2 de oynatıyor. ilk yazdığım 3 marka için modellere de dikkat et, ama genelde oynatıyorlar.

philipslerin bazılarında var flac oynatımı.

iriver in cogu modeli de flac uyumlu. ipod larda da apple lossless diye bi format var flac yerine.

flac oynatan bir şey alıcaksan iriver ya da cowon derim ben. hatta cowon iaudio7 öneririm.

bir sürü farklı mp3 player'a rockbox firmware'i kurup flac çaldırtabilirsin:

www.rockbox.org

avı 'de kurtarmıyormuş pardon. aga ben nasıl yapacağım bu işi yahu ?

(bkz: format factory)

teşekkürler, hemen bakıyorum .

usb li dvd player da altyazi problemi olacak, convert islemleri zaman alacak... vs...
sorunun kesin cevabı degil ama, tv plazma ya da lcd ise bi mkv oynatıcı almanızı,ya da laptop ı direk tv ye baglamanızı öneririm.

Yrd. Doc. Dr. Orhan Cekic

mail atabilirsin
[email protected]

frekans degilde voltaj daha buyuk sorun olur sanirim. amerikadan nintendo almistim, sonra calistirmak icin bir de 220-110 cevirivi almam gerekmisti. ses sistemlerinin guc ihtiyaclari da daha fazla olmali. turkiyedekinden daha pahaliya gelmesin?

yo daha pahaliya gelmeyecegi kesin de, ceviriciyle ugrasmak da istemiyorum. bazı yerlerde ses kalitesine vs etki edecegini de okudum gertci pek inanmadim ama, yine de orijinal alete baska ara aparatlar takmayi pek icime sindiremiyorum

120v yazan cihazi 220v'ye takmayin sakin. en iyi ihtimal sigortasi atar.
120-240v falan yaziyorsa olur da sadece 120v yazan ucar sanki.

Çeviricileri çok dert etmeyin. Müzisyenler sık sık amerikadan gelme gitar amfilerinde kullanırlar, biz de stüdyolarda bilumum hi-end alet ile kullanıyoruz. Öte yandan 220 -> 120 bir çevirici bulmanız zor olsa gerek; 120V pek yaygın bir standart değil bildiğim kadarıyla (www.kropla.com)

120v bir aleti Türkiye'de prize takarsanız yanar, olmaz yani.

merter'de şu an carrefour inşaatının olduğu alana doğru giderken, yine aynı kolda inşaat malzemeleri satan bir yer vardı, buyukce bir yer, malzemeleri dışarda istiflerler ama adını sanını bilmiyorum... e 5 üzerinden geçerken rahatça görülüyor, yol kenarında hemen...

karaköy perşembe pazarına da bakılabilir.

zübeyir, umut, beyoğlu

Umut Ocakbaşı (Büyükparmakkapıdan girip ilk sağa girince Simurg'un yanında)

Beyoğlu Ocakbaşı (Bekar Sokak'ta, İstiklal'den girince sağda)

zübeyi +1

bacanak gs lisesinin iki ilerisindeki sokakta sağda

ilkdefa kullanımda olur öyle. bi sure değişik silikon başlıklarla dene. en rahatini 1 haftada bulursun.

yanında gelen başlıkları mı denemeliyim yoksa farklı bir tip başlık mı satın almam gerekli? yanında gelenlerden kulağıma en iyi oturan orta boy başlık.

öyle hissetmen gayet normal. en uygunu ortaysa 1 hafta takıl ortayla. ilk başlarda rahatsız eder ''ya kulagımda ne biçim bişey var'' falan dersin. neticede kulak yoluna bişey giriyor:) ama bir süre sonra farkında bile olmayacaksın.

İnternetten baktıysan fiyatlara, o fiyatların çoğu palavra. Gittiğinde o indirimdeki ürünlerin hiçbirini bulamıyorsun.

Diğer yandan arada sırada denk getirip indirimli ürün bulursan kaçırma derim. Garanti garantidir. Kaç işgününü geçerse paranı bile geri alırsın. Eskisi gibi değil Türkiye.

uzak duralacaklar listesinde #1 numara!

alışveriş yapmadım. ancak okuduğum yorumlar ve beddualar sonrası kesinlikle alışveriş yapmam.

siz sıfır ürün aldığınızı sanıyorken; onlar kullanılmış ve teşhir ürünlerini sıfır gibi satabiliyor. bozuk ürünü gönderdiğinizde sağlam diye geri gönderebiliyor. hatta bazen tamir edip gönderdikleri ürünün kumandasını göndermeyi bile unuttukları olmuş.

ama bence en önemlisi ürünlerin paralel ithalat olması. yani garantiyi kendisi veriyor. neyine güveniyorsa. gold bilgisayar da aynı şekilde. hatta batan mavi bilgisayar da böyleydi. mavi oraya dişiyle tırnağıyla gelmişti. istanbul bilişim gibi oyunlar peşinde değildi. ama sonra battı. insanlar tabi bu işleri takip etmedikleri için mavi'nin, gold'un verdiği satıcı firma garantisini bilmiyorlar. bilenler de distribütör payından yırcatacağım diye bile bile lades demiş oluyor.

neticede bu şekilde ürün satan mavi battı o paralel ithalat ürünleri alan tüm kullanıcılar ortada kaldı. kimisinin tamirdeki malı oralarda kayboldu gitti.

yine de sen bilirsin.

sakın ve de aman ha. bildigin kandirikci.

antivirus taraması da olbilir.

yok degil. cunku dosyayi yazdigi klasorde malloc alani icin baska bir dosya yaratirken yakaladım kendisini...

Dediğin gibi malloc olayından kitleniyor pc ama "allocates ...." opsiyonunu değiştirince düzelmesi lazım. Bir üst ya da alt versiyonunu denemeni öneririm. (1.73 kullanıyorum, malloc sorunum yok.)

gomulu alt yazi vardir muhtemelen. ve yapilacak bisey yok, en fazla bulaniklastirilabilir alt yazinin oldugu yer, o da daha kotu bi goruntu olur.

elinizdeki kopya dvd formatında mı ?

saatin yanında çıkan o codec simgelerinden kapatılıyor olması lazım.

hardsub olmayabilir belki.

gomplayer, vlc vs. varsa altyazı menüsünden kapatılabilir. türkçe altyazı da oradan seçilebilir.

mkv merge ile altyazıyı filmden ayirabilirsiniz. ayrica km player da da seçenekler üzerinden altyazıdan kurtulabilirsiniz.

kmplayerda üstüne altyazı eklerseniz override etmesi lazım

(bkz: whereisit)

www.antp.be

Herkes böyle yapsa ne olur denizlerimizin hali ? denmiş ama acaba "herkes"in böyle bir şey yapmaya ekonomik imkanı var mıdır diye soran yok. Bi gidin araştırın bakalım ortalama bir Barc'ın maliyeti nedir ? ayrıca denetlemekten acizliğini, toptan yasaklamayla örtmeye çalışan bir zihniyeti de kınıyorum

boyut olarak baya bir fark var gerçi ama... bu ufak olanları amsterdam da kanallarda bile mevcut adamlar oralarda yaşıyor...

kaç kişi böyle bir şey yapabilirmişe gelecek olursak; tüm koyların içine edebilecek kadar diyeyim, bu ülkede görgüsüz zenginden bol ne var!

Metro-ship %99 ihtimalle uymasi gereken butun kanunlara uyuyordur. Sadikoglu'nun uymadigini da haber soyluyor. Fark bu.

evet bence çok fark var.
sadıkoğlu'nunki tam bir görgüsüzlük eseri.
diğeri ise sade, kullanışlı, modern bir tasarım.
sadıkoğlu'nunki izinsiz.
diğeri için ise özel marinalar bile var.
hepimizin olan koyun ortasına lök gibi yerleşmek de nereden çıkmış.

valla bu ülkede onu yaptırabilecek maddi güçte binlerce insan var, bir kaç yüzü yaptırsa bu evden, ne olur acaba halimiz?

biri diğerinin helikopter pisti kadar.

birinin parasi var ötekinin ise zevki.

Piç kurulari!!!

Kusura bakmayin birkac gun once trafikte benzer bir olay yasadigim icin sinirim cok taze.

Kayit tutmak olmazsa olmaz bir sey degil aslinda, siz boyle serserileri gordugunuz anda plakayi alip polise haber verin, bu trafik canavarlari ya alkolludur, ya babadan araba kacirmis ergendir ya da baba parasiyla milletin hayatina kast eden orospu cocugudur. Polis ileride cevirdigi zaman tipine baktimi anlar ne bok oldugunu zaten.

Coluguyla cocuguyla efendi efendi yolunda giden insanlarin hayatiyla oynamak bu kadar kolay mi..
Tepem atti durduk yere.

edit: Gerci videodaki aracin arka plakasi da yok.

@msb, çok haklısın valla. duyuruyu yazdıktan sonra yayınlamadan önce yazdığım küfürleri sildim:) piste gel öyle kapışalım desem götleri yemez bunların!

son kısmına cevap vereyim. yayalara yeşil yanarken ışığı umursamayıp geçide dalanların plakalarını itinayla alıp 155'e ihbar ediyorum. ne kadar dikkate aldıklarını bilmiyorum ama ben görevimi yapıyorum. bugüne kadar 5-6 kere ihbarda bulundum. iki sefer benim adımı ve telefonumu da aldılar, verdim. diğerlerinde adımı falan sormadı hiç (telefonum muhtemelen orada gözüküyordur), aracın plakasını, markasını, rengini sordu, kırmızı ışıkta nerede geçtiğini ve ne istikamete doğru gittiğini sordu ve "tamam ben ilgili ekiplere iletiyorum" dedi. artık ileride çevirip ceza mı yazdılari evlerine ceza makbuzu mu gitti bilmiyorum. siz de gördüğünüz kural ihlalini ve tehlike yaratacak davranışı 155'e ihbar edebilirsiniz. ama bu piç kurusunun plakası da yok galiba. polis elbette kullanır. trafik polisleri yasak yere park etmiş arabaların fotoğrafını çekip ondan sonra ceza yazıyorlar burada. babamın bir arkadaşına da ceza makbuzuyla birlkte kırmızıda geçerken çekilmiş fotoğrafını yollamışlar. teknoloji ilerliyor galiba.

çok çok küçük video kameralar var. onlardan bir tane alıp dikiz aynasının önüne monte edebilirsiniz. genelde pil ile çalışır bunlar ama şarjlı ise muhtemelen araba için çakmak girişi yoktur. bir konvertör alıp şarj aletinin çıkışını buna, konvertörün çıkışını da çakmağa bağlarsanız sorun çözülmüş olur.

not: marka olarak önerebileceğim bir kamera yok malesef, hiç kullanmadım.

bir de şöyle bir önerim var; artık yeni arabaların çoğunda ek donanım olarak ön ve arka tamponda kamera veriliyor. aracınızda böyle bir ek donanım seçeneği varsa, gidip servisten onu taktırabilirsiniz. yoksa da dışarıdan takılabiliyor bu meretler. bir de bir elektronik mühendisi bulun veya bu işlerden anlayan birini, kameranın kaydettiklerini direkt olarak bir hard diske kaydedicek bir cihaz yapsın ve program yazsın. tabi bu çok daha masraflı olur ama işinizi de en iyi bu görür.

bu kalem şeklindeki kameralarda kalite yükselmiş rakamlar da gayet okunabiliyor. aracınızın uygun bir yerine koyarsınız her bindiğinizde düğmesine basarsınız kayda başlar önemli birşey yoksa arada silersiniz yeniden kaydedersiniz.

www.dealextreme.com

head cam, helmet cam vs gibi aratabilirsiniz. sportif zimbirtilar var epeyce konuyla ilgili. basit ve konforlu bi çözüm olabilir.www.vholdr.nl gibi türevleri mevcut.

@turuncu harpagon; çok iyiymiş bu ama biraz pahalı kaçacak gibi, 399TL civarı gitti gidiyor'da.

kalem kameranın şarj ve çözünürlük oranını bilmiyorum, hareket halinde çekim yapılacağı için net çıkmayabilir.

ekonomik ve yaratıcı çözümlere açığım:) başka önerisi olan?

Eger cekim kalitesi yeterli duzeydeyse kalem kamera guzel ve ekonomik bir fikir. Dikiz aynasinin uzerine buna gore bir montaj sistemi uydurun, orda sabit sekilde dursun (kalem aparatini cikartirsaniz boyut olarak da epeyce kuculur). Videodakine benzer bir surucu gordugunuz zaman calistirirsiniz. Zaten cam gibi kayit yapmasina da gerek yok, siz polislere goruntuyu verin onlar plakayi saptayacaktir arabanin modelinden ve okunan bir-iki plaka harfinden.

ölür bunlar yakında. öldürmeseler kafi.

daha önce istanbul'a gelip nasıl bir yer olduğunu görüp öğrenmemişseniz yurt tabi ki.

bütçene göre değişir. kira verebiliyorsan tabii ki eve çıkman her açıdan daha iyi.

Yurtta tanıştığınız biriyle eve çıkmak her zaman daha iyidir. Her halini görürsünüz. İstanbul'a yeni geliyorsanız zaten bir iki sene yurtta geçirmeniz her açıdan sizi daha rahat ettirir.

Öncelikle yurtta kalmanız faydası olackatır. ben üniversite dönemlerimde ilk yıl özel bir yurtta kalmıştım. ilk yılın sonunda, neredeyse her bölümden tanıdığınız insnalar olur. başka fakültelere falan uğradığınızda da zorluk çekmezsiniz kampüs içinde. hemen "naber kanka" gibi muhabbetlere girebiliriniz o fakülteden arkadaşlarınızla. ev arkadaşları için de çok geniş scaleden seçenekleriniz olur. zaten az çok herkes eve çıkmayı planladığı için hemen üç kişilik bir grup oluşturabilirsiniz yakın arkadaşlarınızla.

istanbul'u tanımıyorum fakat abim 7 sene orda yaşadı. Ev bulma konusunda o yardımcı olucak. Arada bir gelmeyi de düşündüğü için ev bulmamı daha çok istiyor.

Yurtta kalmak ayrı çevrelerden insanları tanımak için iyi fakat güvenebilecek yurt bulmak zor. Okulum avcılarda bu yüzden e5 metrobüs duraklarına yakın bakırköy veya bahçelievler civarında tavsiye edebileceğiniz yurt var mı ?

okulun avcılar'da ise avcılar'dan ev aramalısın bence. bakırköy hele de bahçelievler'de kiralar avcılar'a göre daha fazladır. olmadı beylikdüzü tarafında oturursun zaten çok yakın. tek dolmuşla bi kaç dakikada gelebilirsin okuluna. beylikdüzü zaten öğrenciden, öğrenci evinden geçilmez. istanbul üniversitesinin avcılar kampüsüne mi yerleştiniz?
isterseniz sizi nurcuların yurtlarına yerleştirmeye çalışırım(ciddiyim). kardeşkentte, halkkentte, oğuzkentte çok geniş evleri vardır. fiyatları uygundurda abilik yaparsınız.)

@wertyu

evet, istanbul üniversitesinin avcılar kampüsüne yerleştim. Dediğiniz yerler okula yakın olsa da merkezi yerlere uzak. Ben iki tarafın ortasında bir yer arıyorum. Ayrıca tarikatlar dolayısıyla yurtlardan çekinirken sizin bu tavsiyeniz çok güzel oldu :)

bende aynı yere yerleştim :] acaba hangi bölümdesiniz ?

@within temptation

veterinerlik fakültesi. Siz kalıcak yer olayını nasıl hallettiniz ?

@huleyn,
istanbul'da ikamet ediyorum.umarım tarikatçılara bağlı olmayan doğru düzgün bir yurt bulursun.bu arada bende bilgisayar programcılığın'dayım.

avcılar'dan tek metrobüsle her yere yakınsınız artık, avcılar'da ev tutmak da gayet mantıklı.

avcılar civarında tarikatlardan geçilmiyor (aslında istanbul genelinde durum böyle)
geçen yıl yurt araştırmıştım ordan biliyorum.
imkanın varsa bakırköy civarından ev tutman çok mantıklı, avcılar gibi istanbul dışında bir yerden mekan edinip de güzelim istanbul hayatından soğuma.

evinin merkezde olması hissi her zaman için önemlidir.

bir arkadasim var. ticaretle ugrasiyor. inanılmaz stressli isleri. adamin sinirden kafasinda cikti egzama. gezmedik doktor falan birakmadiktan sonra bir karisim yaptilar buna (icinde bal , zeytinyagi ve bir kac biberiye var galiba yani boyle gudik birsey yok) kullandi. simdi super sagligi 4-5 aydan beri yok o egzama.

cumartesi gorusecem kendisiyle. pazar gunu direk yazarim buraya dilersen.

iyi olur, farklı görüler, sevinirim. ama bölgesel olarak egzama türleri farklılık gösteriyor. bu önerinin yanında diğer önerileri de alsam ben:D

aslında tavsiye edebilme yetkisine sahip olduğumdan değil ama isveç şurubu var maurers midir nedir yabancı bi markanın aktarlarda satılır onu pamukla sürünce acaip hızlı bi iyileşme göstermişti benim kolumdakiler aklında bulusn.

(bkz: beklazon)

(bkz: sebclair) kortizon da içermez hem.

önce atopiclair sonra dermovate.

geçtim ben hdmi yazan yere ama görüntü gelmedi fn f8 de denedim yine olmadı.

şimdi görüntü almayı başardım monitör ayarlarındaymış sorun ama bu defada görüntü olmasına rağmen televizyonda sadece bilgisayarın markası görünüyor ne bir fare imleci ne de masaüstü sadece marka yazıyor o kadar bunu nasıl düzelteceğimi bilen var mı acaba.

görüntü ayarlarından iki masaüstünü de eşitle ayarını seçiniz. şu an ikinci desktop açık gibi geldi bana. o zaman çalışması lazım.

klon screen seçeneğini seçince iki ekrana da görüntü gelmeli.

Büyük ihtimal elinizden almazlar. Ayrıca kısa dönemlere öyle kontroller yapılmıyor. Ama askerlik bu hiç bir şey kesin değildir.

hamam otunu götürüp kullanırsan, ortaya çıkabilecek kokudan dolayı azar yiyebilirsin.

öyle bir kontrol yapmazlar, rahat!

siz gitmeden kullanın onu zaten etseler bile acemilikte ederler kimse kısa dönemlere öyle bir kontrol yapmaz. 2 ay sonra da cildinizdeki problem iyileşir zaten. etek traşı kontrolu denen olayla hiç karşılaşmadım ama herhalde cillop olmasını beklemiyorlardır. 4-5 cm uzatan örgü ören falan ve bunun neticesinde kokan arkadaşları hedef alıyorlardır sanıyorum. insan haklarına aykırı bence ama ayağı kokan adamı zorla duşa soktuğumuzu da bilirim. gerçi herifin birinin derisi kokuyordu resmen timsah diyorduk kendisine ona yapacak birşey yoktu. adamda bir koku vardı üstünde yatan adamın burnunun direği kırılıyordu. bilin bakalım onun üstünde kim yattı 10 gün boyunca :)

valla kardeş şunu söyliyim kesinlikle tipine bakıp ta samsung alma.adamlar eve getiriyor bozuk geri götürüyorlar.yenisini getiriyorlar yamuk.geri götürüyorlar.bu devran böyle devam ediyor.

sana tavsiyem panasonic.kesinlikle dünyanın 1 numarası.şimdi kafamı taşlara vuruyorum. :)

sony bravia candır.

paraniz varsa bravianın x, daha az paraniz varsa w. birde dead piksel olayını bastan konusun. ne kadar artık yok ööle, olmaz ööle, eskidendi öölee deseler de cikabiliyor. saticiyla dead ya da sabit piksel çıkarsa değişim konusunda anlaşarak alın.

www.teknosa.com

şunu aldık geçen gün, full hd falan istemiyorsan bu gayet iyi.. başka birşey almayı düşünürsen de usb girişi olsun kesin, çok pratik birşey..

biraz fazla parayı gözden çıkardıysan philips'in ambilight özellikli olan modellerinden önerebilirim.

www.consumer.philips.com

www.teknosa.com

hepinize teşekkürler. Tabii resme bakarak olmaz gidip iyice araştırmak lazım, 10 senede bir alınan birşey. Ölü piksel olayı en önemlisi sanırım.

@rednoff : USB girişi ne işe yarayabiliyor? Mesela iPhone takıp bağlanıyor musunuz ya da usb'li mp3 mantığıyla mı işliyor?

ve de full hd - hd ready arasındaki fark 720p - 1020p ama onlar ne:) ne kazanır ne kaybederim?

Şimdiden teşekkürler

Alma derım ben. Sony yakında OLED tv ile Avrupa pazarına gırecek, fiyat tuzlu olur ama gelecek OLED ve LED teknolojısınde. 1 milyon:1 kontrast orani var, daha ne diyeyim ki... Ben sabırla beklıyorum halen tuplu tv ızlıyorum o yuzden ve para biriktiriyorum :)

oled ve led beklenmemeli. kaldı ki ikisi de birbirinde farklı şeyler. şu anda piyasada olanlar led arka aydınlatmalı. gercek oled teknolojisi hala çok pahalı, ayrıca evlere gireceği zaman panellerde karşılaşacak hayli sorun olacak. öyle oled geldi oh ne rahat olmayacak. plasmada da böyle oldu lcd de de, lazer tvde de.

şu anda alacaksınız istesenizde full hd olmayan bi model bulmanız çok zor, o yuzden boşverin işin o kısmını, direk full hd yani 1080lerden alın.

15 - 20 arası falan herhalde?

ooo umarım öyledir! daha fazla düşünmüştüm çünkü.

valla en son geçen sene binmiştim taksiye istanbulda.
florya- yeşilköy 13 ytl mi ne tutmuştu. fulya ataköy en az 50-55 tutar sanirsam.

Fulya'dan Ataköy'e ~18 km (başlangıç ve bitiş noktasına göre mesafe değişebilir), taksimetre ücretinden hesapla.

balmumcu bahcelievler 16-17 olduguna göre 25 tutar en az sanki

28

30-33

30 en az.

@kakoy: naptin florya yesilkoy 13 tutarmi kusura bakma ama seni fena gezdirmis sofor gecen sene 5-5.30 civariydi bu sene en fazla 7 falan..

istanbul da bimeksler satıyor. ankarada da vardır bimeks diye tahmin ediyorum. ellerinde yoksa istanbul metrocity bimeksle görüşün ankara şubesine yollarlar.

1- mimar sinan opera mezunuyum. tiyatrocu arkadaslardan birine ulastirabilirim sorulariniz icin sizi. ama www.msgsu.net mimar sinan forumlarindan tiyatro bolumunde de bunlari dilerseniz sorabilirsiniz.

sinavda tirad (2 tane miydi hatirlamiyorum) ve şiir (ya da shakespeare sonelerinden biri) galiba hazirlaniyordu. bir de kulak sinavi oluyordu sanirsam. kulak sinavi ile alakali olarak yetenek sınavı basligindaki entrymin ortalarinda bilgi vermistim, bir bakabilirsiniz.


itü'yü bilmem de konservatuvar diyince istanbul'da mimar sinan ve istanbul üniversitesi gelir once.

Boğaziçi ve Odtü'nün tiyatro klüpleri neredeyse normal bir konservatuvar eğitiminde alacağın eğitimden fazlasını veriyorlar. Eğer yetenek sınavlarını geçemezse bu üniversitelere gidip sonraki sene deneyebilir şansını illa konservatuvar diploması alacağım diyorsa.

öğrenci kulüpleri güzeldir hoştur. ancak kuzen anlattığınız kadar tiyatroya meraklıysa kulübe bağımlı yaşar, okuduğu bölümü asar. sonunda geç de olsa bi tiyatro bölümüne kapağı atmaya bakar, arada kaybettiği seneler olur. tabii bu noktada kayıp- kazanç durumları kişiye göre de değişebilir. ayrıca asla konservatuar eğitimi beklemeyiniz ne boğaziçi den ne odtuden ne de başka bir üniversite kulüpten. eğitimleri sıkıdır ciddidir ama bir yere kadardır. ha bir de söylemeden edemem, üniversite kulüplerinde hakim bir siyasal görüş vardır mutlaka. zamanla sizi de o görüşün bir parçası yapmak için uğraşırlar, yapamadıklarına da zamanla mesafe koyarlar. bu zaman durumu da kulübüne göre değişir. (bkz: alancı) ben derim ki girsin bir konservatuara, yeditepe, haliç, msü bakmasın hangisini kazanırsa ona girsin...

edit: bkz ı yanlış yazmışım, düzeldi.

öncelikle, kuzenin kaç doğumlu?

yetenek sınavlarının hepsi ortalama olarak ağustos sonuyla eylül başı arası olup bitiyor. bu sebepten dolayı bu kadar kısa süre içerisinde kuzeninin tiyatro adına bir birikimi yoksa (hele ki profesyonel yardım almadan) çok çok çok yetenekli dahi olsa, kazanması pek de kolay olmayacaktır.
kazanamazsa (meğerse yeteneksizmişim) diyerek üzülmesin ki bu şartlarda gayet normal bir durum
evet pek kolay değildir, fakat kimse kuzenine kolay olduğunu da söylemedi değil mi :)

bunun dışında 91 doğumlu olduğunu varsayarsam henüz yaşı kıvamındadır. 1 sene kaybetmesi ona hiçbir şey kaybettirmez, aksine okulu kazanamayacağını adı gibi bilse bile sınavları girmesi gerekir. çünkü bu girdiği sınavlar onun için seneye "über" bir deneyim olacaktır. (kaldı ki 87 doğumlu ben bile okuduğum 4 yıllık üniyi kenara bırakarak bu sene sınava gireceğim.)

her bir okulun hocası, tarzı farklı olduğundan mütevellit öğrenci seçme kriterleri de farklıdır. birinde fiziksel görüntü, karakter (bilkent) senin için büyük bir artı iken bir diğerine 100 kilo olarak bile gitsen istediği kriterleri karşılıyorsan seni havada kapabilirler. (100 kilo biraz uç oldu, haluk bilginer olmadığı sürece 100 kilo kimseyi de almazlar gibi. bilemiyorum da)

bu sebepten dolayı her okulun istekleri farklıdır. fakat genel olarak

"2 tane tirat" biri dram, biri komedi. 1 şiir isterler. tabii ki şiiri sevgilinin kulağına fısıldar gibi değil, sunar gibi okuyacaksın. hatta sunacaksın. bunun yanında aşamalı olarak "şan" (ki içeriğinde piyanodan tek ses, çift ses verme ritm ve melodi tekrarı vardır) ve "bedensel yeterlilik" adı altında ufak çaplı bir dans veya koroegrafi eşliğinde bişiler yapıyorsun. bunun yanında doğaçlamalar veriyorlar ya da mimikler vs. tabii ki verdikleri doğaçlamalar mahşer-i cümbüş ve türevleri gibi eğlendirme maksatlı oynanmadığı için doğaçlamaya dair fikir edinmesi gerekir.

kuzenine çok çok yardımcı olacak 2 tane kitap var aslında, biri bu, okulları tanıtıyor.
www.kitapdenizi.com

diğeriyse bu,
www.denizyayinevi.com

yetenek sınavları adına ciddi şekilde bilgi veriyor.

aslında söylenecek bir çok şey var ya bu kitaplarda sorularınızın büyük bir kısmının cevabını bulabilirsiniz. fakat hepsinden önce söylemek gereken tek bir şey var. Kesinlikle (ama kesinlikle)
profesyonel bir yardım alsın herhangi bir kurumdan. o kurumu da iyi seçmenizi tavsiye ediyorum ki bu iş pek şaka değil ciddi miktarlardan söz ediyorlar, bir de bunun üstüne karşılığını veremeyeceği eğitimi verdiklerini vaadedenlerden uzak durun. gezin, görün araştırın konuşun...

okulların sınavlarına dair bilgi okulların sitelerinden veriliyor. kuzenin internete girer de biraz araştırırsa hepsine ulaşabilir.

misal,
bu hacettepenin sınav yönergesi
www.konser.hacettepe.edu.tr
buysa ankara üni dtfc nin tiyatro bölümünün.
www.dtcf.ankara.edu.tr

kuzeninin istanbuldan bunlarla pek ilgilenmeyeceğini biliyorum fakat örnek oluşturması açısından (arasındaki farkları da gör diye) veriyorum.


ayrıca hiçbir okul tiyatro klubunun konservatuvar düzeyinde eğitim vereceğini zannetmiyorum. ha verebiliyorlarsa da zaten o öğrenci yukarıda da söylenen gibi o tempoya adapte olmak için dersleri boşlar okulu sallar en sonunda da "skerim lan ne okuyorum bomboş madme öyle gidip konservatuvar okuyayım" derdine düşer, yine başa döner... demedi deme.

@diable00

kusura bakma ama "Boğaziçi ve Odtü'nün tiyatro klüpleri neredeyse normal bir konservatuvar eğitiminde alacağın eğitimden fazlasını veriyorlar" lafini duyan olursa guler.

"turkiye'de konservatuvar egitimi nasildir, yeterli midir" baska bir konu elbet ama tiyatro kuluplerinin verecegi egitim de konservatuvardakiyle kiyaslanamayacak kadar dar kapsamli. (konservatuvar mezunu olarak ve tum o kuluplreden arkadaslara sahip biri olarak gorerek yaziyorum)

@lightbeam

agustos 10'dan itibaren askerim, ama o sureden once bir gun kuzeninizin kulagina bakarim isterseniz. kulak sinavini gecip gecemeyecegi veya gecmesi icin ne kadar calismasi gerektigini belirleriz (veya tamamen kulaksiz oldugunu goruruz : )

hocam yalnız değilsin, steve's beatles page'da bunu tartışanlar olmuş. en mantıklısı "it's an E flat" gibi geldi bana. (yazıları büyütmen gerekiyor okuyabilmek için)

www.stevesbeatles.com

evet ööle bişey geliyor kulağa, hayırdır inşallah... gitar telinden falan geliyor da olabilir ama...

yalnız olmadığımı bilmek bile içime su serpti ne yalan söyliyim. its an a flat mantıklı gibi ama anlamı ne ola ki.. hadi bakalım, bu gizem çözülür inşallah :))

bu E flat denen olay mi notasına karşılık geldiği için, şimdi mi'den giricez gibi bişey herhalde. ama gerçekten de sornasında mi geliyor mu bilmiyorum :)

ayrıca şurda da bunu tartışmışlar: wgo.signal11.org.uk

her türlü audio video kaynağı için: www.avforums.com

donanimhaber'i de kurcala.

sony nin hd formatı sony panasonic ortak çalışması sonucu AVCHD olarak adlandırılmıştır.
avchd diye google da aratınca donanımhaber in forumu ilk sırada çıkıyor. incelemenizi öneririm.

Teşekkürler, dediğin forumda epey alternatif öneri var umarım biri işime yarar.

uno, tipo da olabilir yedek parçası falan ucuz. o paraya dediğin arabaları biraz hırpalanmış alabilirsin sanırım...

daha önce daha kötüsünü kullanmadıysanız broadway rahatsız eder insanı :)
broadway bana arabada hdrolik direksiyon ve enjeksiyonlu motorun önemini öğreten ilk sürdüğüm araçtır.mümkün olduğu kadar yeni modelini arayın temiz bulursanız alın tabi
broadway, ford escort, uno, tipo, palio, fiyat aralığını biraz daha yukarı çekerseniz güzelinden bi hyundai accent ve hatta opel astra bile alabilirsiniz.vereceğiniz paraya bi de yılına bağlı olarak(93-96 arası birşey alacaksınız o bütçeye)

hayırlı olsun şimdiden

8000-9000 liraya golf 2 kasa 1991 model temizini alırsanız eğer saydığınız araçlardan çok çok çok daha iyidir. kalitelidir.

eski model palio'lar da alinir ama kmleri cok yuksek olur ve ariza cikarma oranlari artar. palio nun yedek parcasi boldur ve ucuzdur ama her daim ariza verdikten sonra bunun cok onemi yok. broadway in nispeten yeni olanlarindan dusurursen bence en mantiklisi odur.

ford ka da bulunabilir

ben temmuz icin arastirdigimda en dusuk fiyat 40 civari gibiydi. eylulden sona falan giderseniz belki biraz duser.

ada camp var. kendi çadırlarında 20 tl ye kalabiliyorsun.

cok iyi pazarlikla 35 diyecegim ama o bile zor.

ne tur kertenkele, resmini cekseydiniz keske. kucuk boceklerle beslenirler genelde. yakalayip dogaya veya bahce gibi bir yere birakabilirsiniz.

Ben bir süre ekmek parçacıkları, salam vs. atarak beslemiştim. Alışıyor bir süre sonra ve ilginç bir biçimde sizden kaçmadan, siz yem verene kadar bakıyor. Bildiğim kadarıyla bir zararı yok bu hayvanların.

zararı yok mu yani ? gelip ıssırmasın ya da ne bileyim yiyeceklerin içine girip pisletmesin?

elektrik süpürgesiyle kolay bir şekilde yakalayıp içinizi rahat ettirebilirsiniz

Bizim evde sürekli ordan burdan çıkardı. Hiç bir zararı yoktur, güzel tarafı insana yaklaşmazlar. Böcek gibi terlikle beline beline vuriym ölsün tavrını takınmayın süpürge gibi zarar vermeyecek bişeyin yardımıyla (hızına yetişebilirseniz) yakalayıp dışarı atabilirsiniz.

bırakın hayvanı yahu. hiçbir şey yapmaz kertenkele, hatta yakala al sev o kadar. şaka yapmıyorum, bir şey yapmaz hayvancık.

yok yahu ne ısırması, hayvanlar aleminin en tırsak ve garibanlarındandır kertenkele:) Ev içinde görürsen öldürme, yakalamak zor geliyorsa bırak gitsin, fare gibi pis ve deli gibi üreyip evi talan eden bir hayvan değil, zaten çıkıp gitmek için yol arıyordur büyük ihtimal evde pek takılmayı sevmiyorlar gözlemlediğim kadarıyla.

haşereleri yer, iyidir,şirindir. ayrıca evin içine girse de bişekilde çıkmaya çalışacaktır. benim balkonda bi tane var, arada gelir bakar sonra çıkar gider... iskenderun, antakya gibi yerlerde evin doğal konuklarıymış ayrıca, askerliğini orda yapan kayınço söyledi..

evdeki diğer böcekleri yerler, onla beslenirler.

su içmekte zorlanırlar, yaprak üzerinden su damlası emerek içerler.

hiçbirşey yapmazlar, zararsızdır, ellerseniz, eliniz fazla sıcak gelecektir, şok yaratacaktır onlarda. o yüzden "uzaktan sevmek aşkların en güzeli"dir.

bildigim kadarı ile o ev kertenkelere cukurova da gözübohca, egede sülaymancık denir. bir nevi ev kertenkelesi korkutucu tabii azcık ancak hiç bi zararları yoktur. hatta evdeki sinek ve böcek türlerini yiyerek beslendiklerinden faydalıdırlar da. egede iyi sans getirildigine bile inanılır. ancak dedigim ev kertenkelesi. dogada bulunan degisik renklerde olan kertenkele zaten evin içinde kalmaz onu besleyemezsin dogal yasam alanına dönecektir yolunu kaybetmiştir

benim evimde de var. ten renginde derisi, simsiyah gözleri var. geceleri tavanda geziniyor bazen. sinekleri, böcekleri yiyor; beni mutlu ediyor. simbiyotik bir ilişkimiz var kendisiyle.

not: böceğin, haşeratın fevkalade fazla olduğu, nemli bir yörede yaşıyorum.

@turuncu harpagon doğru söylüyor :)

"haşereleri yer, iyidir,şirindir. ayrıca evin içine girse de bişekilde çıkmaya çalışacaktır. benim balkonda bi tane var, arada gelir bakar sonra çıkar gider... iskenderun, antakya gibi yerlerde evin doğal konuklarıymış ayrıca, askerliğini orda yapan kayınço söyledi.."

kertenkele öldürmek müthiş uğursuzluk getirir benden söylemesi, yan komşumuz koca götlü teyze bir taneyi elektrik süpürgesi ile çekip bacağını kırana kadar ben de pozitivist filan bir insandım... sonra evini ev çıyanı felan bastı ..

na bundan dorindmikey.files.wordpress.com

Kim ne derse yalan olur hacı bence.ben olsam vermezdim ama:) 31 ekime pek birsey kalmadı hani.alırsın umarım.

benim kardeşime ben kendi banka hesap cüzdanımı (5bin ytl vardı)ve kendi maaş bordromu verdim. ablam finanse ediyor dedi. ben de mektup verdim imzalayarak, ben karşılıyorum gezisini diye. ingiltere vizesi aldık.
ama yeşil pasaportu vardı, ve kız yani askerlik sorunu yok.
ailenin parasını ve iyi durumunu gösterdikten sonra neden olmasın. olabilri bence.

askerlik yakabilir, ailede bol tapu vs varsa neden olmasın tabii...

başkası finanse edecekse, yukarıda denildiği gibi taahütname imzalaması lazım, bu şahısla ilişkim şu, finansal durumum ekte, şu gezisini finanse etceğimi taahhüt ederim vs vs. sadece belgeleri götürürsen sana ee belgeleri var ama para vereceği nereden belli diyebilirler. hatta noter onaylı isteyebilirler taahhütnameyi, en iyisi konsolosluğa aç sor.

bildiğim kadarıyla almanya bize turistik vize diye bir şey vermiyor. vize almak içinse mutlaka orada çalışan birinden (akraba vs) davetiye istiyorlar. davetiye yoksa zaten düşünme...

belcikaya gidecekseniz oradan almanizi oneririm. ben hollandadan 460 euroya aldim makinemi. burada etiket fiyati 900 euro civariydi. (sony a 350)

Daha ucuz bir bütçeyle lensle falan uğraşmadan giriş yapayım diyorsanız kendi makinamı da öneririm fiyatı bayağı düşmüş bu aralar. Fuji s5700. Makro modu inanılmaz sonuçlar veriyor.

anlergl.deviantart.com

Özellikle yusufçuk fotoğraflarıma bakın ;)

pentax k200d

@kmrr: Zaten öncelikli amacım şu işleri bana öğretecek bir model almak aslında. Okul bitince daha ileri bir seviye şeyler alabilirim sanırım. 1-2 sene idare etse, öğretici olsa yeterlidir. Çok da profesyonel olması gerekmiyor :) s5700 de aklımda, fotoğraflar güzelmiş gerçekten.

Ben de dslr almadan önce manul ayarları diyaframı enstantaneyi öğrenmek için almıştım. Maddi durumlardan sonra slr alamadım ama yine de severek çekiyorum. Az ışıkta performansı çok iyi değil yüksek isoda kumlanma yapıyor ama iyi ışıkta çok net fotoğraflar alabilirsiniz.

selamlar,

öğrenebilecek bir şeyden bahsediyorsak eğer, slr-like'ı kategori dışında tutuyoruz.. slr makinelerin karakteristiğiyle farklı yapılara sahiptirler, bu yüzden d-slr'a geçtiğinizde bazı şeylerin farklı olduğunu görüp onları tekrar öğrenmek durumunda kalabiliriniz..
nedir peki bunlar;
değişebilir objektif mevzusu ilk fark; slr-like bu açıdan kısıtlı kaldığından genelde objektifleri 25-250 gibi aralarında fazlaca fark olan odak aralığına sahiptir. bu da optik kalitesine göre değişken, ortalama fotoğraf kalitesi demektir.
ikinci fark, odak uzaklığı dediğimiz şey..
slr-like'da, odak uzaklığı 15mm olan bir fotoğrafla d-slr'da odak uzaklığı 15mm olan iki fotoğraf arasında çok fark vardır. slr-like'da çekilen fotoğraf normal görünürken, d-slr'da çekilen fotoğraf geniş açı etkisi nedeniyle yuvarlak hatlara sahip olacaktır..
upload.wikimedia.org
şurada görüldüğü gibi, özellikle karenin kenarında olanlar daha yuvarlak görünüp "distort" olacaklardır.
bu açıdan, dslr ile başlamak en iyisi.

öğretmesi açısından ise, açıkçası 300d de öğretir, 400d de. aralarındaki farklar çok değildir. ama şunu unutmamak lazımdır, öğrenmek istediğimiz şey fotoğrafın temelleri midir? eğer evetse, 300d alınabilir.
ama, bir üst modele ya da tam profosyonel bir modele geçince öğrenmemiz gereken daha fazla şey illa ki olacaktır. bu yüzden başlarken küçük düşünmek en güzeli. bu açıdan tavsiyem, en ucuz d-slr'ı almak. yani canon 300d iyi bir seçimdir.

tabi burada ekonomik tercihleri de göz önüne almak lazım;
eos 300d diyelim ki 500 liralık bir makine olsun; eos 400d ise 750 lira olsun. 250 lira daha verip daha iyisiyle başlamak, ekonomik olarak daha iyi bir tercih olacaksa, bu tamamiyle sizin bileceğiniz bir iş. parasal anlamda tavsiye vermem pek sağlıklı olmayacaktır. ha belki şunu söyleyebilirim; (çok klasiktir bu, bol bol duyacaksınız)
eğer ilerde yine canon kullanacaksanız, makineyle beraber verilen 18-55 objektifi (kit lens oluyor bu) almayın. zaten fiyatı çok pahalı değildir, 50 ya da 100 lira farkettirecektir. diyelim ki 300d aldınız, üstüne biraz daha para ekleyip sigma ya da tamron gibi daha güzel lensler almanız sağlıklı olacaktır (sigma'nın 17-70, tamron'un da 17-50 gibi güzel lensleri var).

pentax, nikon, sony alpha serisi de tercih edilebilir markalar bu arada. öğrenmek açısından yaklaşınca yine, nikon d40 modeli tercih edilebilir (yanlış biliyorsam düzeltin, en ucuz nikon dslr o idi)
pentax ve sony için ufak araştırmalar yapılabilir.
sirkeci- hayyam pasajına gittiğinizde, makine almayacak olsanız bile babataş'a uğrayın mutlaka.. bu yazdıklarınızı oradaki arkadaşlara (yılmaz veya şener abi) anlatın, yerinde tavsiyeler alırsınız..

(ek: sigma 17-70'e güzel demişim ama canon'un kit lensi 18-55'den güzeldir, aman diğer tercihleri göz ardı etmeyin)

400 D yada D60 önerırım 2. el rahatlıkla bulabılırsın hayyam paşajında

eger slr like alacaksan bir arkadasim olympus sp550 uz sini satiyor, ben de kullandim teknik hiç bir aksakligi yok ama body deki plastiklerinden bi kac yeri kalkmis, tekrar yapistirmis vs... www.letsgodigital.org
guzelligi danalar kadar zoom a sahip olması. 300 istiyor.

o zaman ben size ipod touch öneriyim. müzik, video, oyun, internet hepsi bu alette.

stillsoon, apple'dan bildirdi.

500 civarına 16 gb ipod touch alabilirsiniz. sadece müzik dinlemek/video izlemekle kalmaz internete de girersiniz, oyun da oynarsınız. her bi boku yersiniz. üstelik dokunmaktik ekran. mis gibi lan.

apple ankara temsilcisi cro magnon bildirdi.

kowon olmaz ithalatçısı yok bildiğim kadarıyla. gittigidiyor.com'da var. teknosa bimeks gibi olmuyo ama tabi ordaki arkadaşların verdiği garanti.

creative, iriver, ipod kullanmış biri olarak ses kalitesi için uzak ara cowon derim.
bu arada Türkiye dağıtıcısı Panatel AŞ. garanti problemi olmaz diye düşünüyorum

eheh hepinize teşekkür ederim. safi alterno olduğum için cowon biraz daha cazip görünüyor. cowon'la alakalı mağazalar ve ürünler hakkında da bilgi edindim ama şey sorum var benim:

cowon a2, cowon d2 ve iAudio x5 arasında belirgin bir farklılık, ne şekilde var? yani 3ünü de bulabilirsem ilk tercihim hangisi olsun :)

x5 bulabilir misin ki acep, bulduğun da baya bi pahalıya gider. iriver h320 kadar olmasa da kültler arasında yerini almıştır :) d2 bol bulunur. a2 pmp tadında bi alet, mp3 player olmak için fazlaca büyük bence. son olarak x5 hd, d2 flash bellek diye biliyorum, storage sorun değilse d2 daha az çıtkırıldımdır bu bakımdan.

şunları denediniz mi
www.youtube.com
ayrıca yeni yazılımlar da bu sorun yok, update etmeyi de deneyin. creative ler yazılım çökmesiyle vazgeçilecek aletler değildir genellikle. olmadı yeni çözümler de bulunur ama değiştirmeye niyetlendiyseniz o başka...

yarı uyanıkken olur öyle şeyler.. normaldir.

kendini şanslı sayabilirsin. Aynen bu durumda saçma mesajlar atıpta zor durumda kalanlar da gördüm.

normaldir bana da olur bazen.

ben uzun süre konuşurdum uykudayken, sonra arkadaşlar tekrar aradıgında ya da başka bir şekilde konusu açıldığında inanmazdım ama bu 2-3 sene sürdü ve epey bir olay oldu böyle, zerre hatırlamazdım. olur yani, sonra geçiyor.

daha bugün başıma geldi. çok sık başıma geliyor. sabah bir arkadaş tarafından uyandırılmaya çalışırken "akşam içkileri beraber içtik" deyip yatmışım. gözlerimle görene kadar öyle bir mesaj attığıma inanmadım.

akşam içki falan içmedim.

dua edin küfür yazmamışsınız oluyor öyle uyku sersemliğiyle sonra insan hatırlayamıyor...

biliyorsunuz ki başta bankalar, gms operatörleri olmak üzere durmadan mesaj geliyor. sabah normal saatte değil de birkaç saat sonra kalkacaksam o süre zarfında gelen mesajları duymuyorum artık. telefonun alarmını duyup uyanıyorum ama mesajlar etkisiz eleman olmuş artık benim için. otomatiğe almışım, etkilemiyor.

uyandığımda bazen mesaj dokunulmamış olarak duruyor, bazen de mesaja uyurken bakıp kapatıyorum. günler sonra bakarken ordan burdan gelen önemli mesajları görüyorum ama iş işten geçmiş oluyor.

ben uyku sersemi babam tarafından kaldırıldıktan sonra tuvalete gidip elimi yüzümı yıkayıp gerisin geri dönüp vurup yatan ve sonra niye beni kaldırmadınız diye babama bozuk atan bir adamım gerisini sen düşün.

şöyleki bazı telefonların sms ile otomatik cevap servisleri var. örneğin kimi samsunglarda gelen çağrıyı reddettiğiniz zaman, menuden seçilen kimi mesajları telefon otomatik olarak sizi arayana yolluyor. örneğin telefon çaldı ve toplantıdasınız, gelen çağrıyı reddettiğiniz anda karşı tarafa "toplantıdayım, sizi sonra arayacağım" vb gibi bir mesaj gidiyor. telefonunuzu kurcalayın kapatılabilen bir özellik.

yüksek ihtimalle turuncu harpagon'un dediği gibi bir durum söz konusu.

taslaklarda hazır mesaj olmayabilir. bahsettigim samsung da arama ayarları gibi bi yerlerdeydi sanırım, akşam bakar nerede oldugunu yazarım...

yarın öğrenip yazarım

trene ne gerek var :)

easyjet'te madrid-lisbon uçak bilet fiyatları 15-40 euro arası.

hocam bildiğim kadarıyla ispanya da tren el yakar. tren diye inat etmem dersen ryan air derim ben emin değilim portekize var mı diye ama sen bi bakarsın olmadı araba kiralaryın en kötü eurolines...

peki easy jet abiler da sanalcard kullanımı sorun yaratıyor mu? bileti aldıktan sonra kredi kartı nı görmek istiyorlar mı yani.

pardon cevabını görmeden yazdım van damme, biz madrid de olacagız yuksek ihtimalle ama teklif icin tesekkurler, yine de haberleşiriz. bu arada muhtemelen easy jet olacak bizim yolculuk sekli...

Biz madrid'den portoya geçmeya çalışmıştık iki yaz önce. Easyjet'in sanırım günde sadece bir seferi olduğundan bize uymamıştı. Havaalanından metroyla tren istasyonuna gitmiştik (portekiz trenleri atocha istasyonundan kalkıyordu sanırım ama bi sorun yine de) kişibaşı 55 euroya en dandiğın bir üstü vagona yer bulmustuk. En ucuz 44 euro idi kişi başı.

Bir de otobüs seçeneğiniz var. Metro ile ulaşabileceğiniz (bunu da unuttum, alvaro mendez istasyonu olması lazım) terminalden Madrid porto ya da madrid lizbon 35-40 euro olması lazım. Otobüsler rahat ama koltuk numarası ya da servis beklemeyin. Muavin bile yok şöför sayıyor duraklarda adam kaldı mı diye :)

2 adımlık yol için uçağa binmeyin bence. dünyaya yazık. ucuz olacağını da sanmıyorum pek açıkçası.
otobüse bakın. olmadı yataksız trende gidin. zaten hepi topu 4-5 saat bir yol olması lazım onun.

easyjet ten aldım. otobus ve treden ucuza geldi hem de yarım saat sürüyor yol(umarım). fazla zamanım da yoktu boylesi en iyisi oldu, tavsiyeler icin cok tesekkurler

İşine yarar mı bilmem.

www.chilis.com.tr

Her ne kadar alışveriş merkezi olmasın desen de belki bi' faydası olur diye söylüyorum, yanlış hatırlamıyorsam Astoria' da da yeni açılan bi' yer var.

galata da venta del toro

bozuk olma ihtimali oldukca yuksek. buzlanma yapacak kadar calisan bir seyin icini sogutmamasi mumkun degil. servisi arayip cagirin gelsin baksinlar.

ya sürekli kullanmıyorsanız onun sıcağını soğunu açarsanız çok elektrik tüketiyor. buzdolabı ve kettle ikilisi daha makul genelde. suyu buz gibi yapar soğukluk olarak öyle tarif edeyim. sıcağı da harbi sıcaktır eli yakar çok fena.

kesinlikle bozuk.onun soğuk suyu normal su katmadan içilemiyor bile.

bozuk.

couchsurfing.com

bence 3 kişiyseniz 6-10 kişilikler gayet uygun. kaygınız güvenlikse meraklanmayın, genelde genç insanlar kalıyor.

madridde saint jordi diye bir hostel var onu öneririm. puerto del sol'da. madridin merkezi diyebiliriz. çok tatlı sahibi var ve temiz ve merkezi. 4 kişilik de seçeneği de var buranın. 3 kişi de kalabilirsiniz ama parasını verirseniz ki çok pahalı da değil zaten.

daha sonradan okyan olursa yardımcı olsun...saint jordi el değiştirmiş, hostel one olmuş. yazılışı doğru mudur bilmem ama okunuşu heffe adında bir arkadaş vardı işletmeci olarak içeride. yalnız kalabalıkdan da olabilir, oda pek temiz değildi. yataklar vs... kredi kartından ödeme yaptığımız halde, hatta heffe bize tüm günleri şu an ödemek zorunda değilsiniz dediği halde ödememizi yaptık. mal gibi 30 dakka sonra farkettik ki bize göre değilmiş, çocukcağız son derece anlayışla karşılayıp parayı iade etti.